Mar 30, 8 sene önce

Başkanımız H. Ferudun Tankut ile röportaj

Başkanımız H. Ferudun Tankut ile 29 Mart Salı günü Ankara’da bir röportaj gerçekleştirdik. Başkanımız bizlere sezonun şu ana kadar geride bıraktığımız bölümünü bilinenleri ve bilinmeyenleri ile anlattı.

Bildiğiniz gibi başkanımızla Ağustos ayındaki Afyon kampında bir röportaj daha gerçekleştirmiştik. Bu röportaja şuradaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Aşağıda video/röportaj ve hemen altında ise röportaj metni bulunmakta.

Röportaj metni | 29 Mart 2016

Sezon başında bana gelen teklif üzerine geldim, görüştüm. Yani eğer Kardemir belirli bir destek vermeye devam edecekse ben gelirim. Karabükspor’a yıllarca emeğimiz var. İçinde, yönetimde olmadığımız sezonlar bile taraftar olarak her deplasmanda taraftarla birlikte bulundum, o deplasmanlarda da maçı taraftarla beraber izledim. Yani taraftarla beraber birçok şiddete maruz kaldık, hakarete maruz kaldık ama gittik taraftarla beraber izledik. Bu yüzden, uzun yılların vermiş olduğu bir beraberliğimiz olduğu için düşündükten sonra bana gelen teklifle beraber değerlendirmemi yaptım. Eğer katkı verilecekse gelir o taşın altına elimi de, kafamı da sokarım dedim. Geldik, şartlar ağır, çok ağır. Yani şu ana kadar bile bu şartlarda bu noktaya gelmesi bile bir mucize.

Sezon başı iki tane altyapıdan çocuğun çıkması gerekiyor. Biz 22 tane arkadaşı gönderme durumunda kaldık. Ben orada popülist davransam, işte şu da kalsın, şu da kalsın ancak o şartlarda kabul ederim gibi bir teklifle gelebilirdim. Böyle bir teklif Kardemir Karabükporumuzun geleceğini karartabilirdi çünkü maliyeti yüksek bir teklif olurdu. Bu arkadaşların hepsi Süper Lig ayarlarında transferlerdi. Onlarla beraber gitmek takımın dengesini bozacak, yeni alacaklarını o ücretlerle alamayacaksın. İşte yüksek ücretle alınmış futbolcu var, daha düşük ücretle alınmış olanlar olacak ve bir dengesizlik de doğacak. Hatta çıkmış olsak bile Karabükspor’un mali bilançosunu daha da bozmasını. Bu nedenle gönderilmesine, o arkadaşları gönderirken de hak hukuka dikkat ederek, anlaşabilirsek bazılarının iskonto yapılarak gönderilmesini uygun gördük.

Yeni bir takım yaptık, yeni bir takım yapmak çok zor. Böyle bir durumun Türkiye’de örneği olduğunu tahmin etmiyorum. Takımın, Allah esirgesin bir uçak kazası geçirmiş gibi düşün, komple gitmiş bir takım ve yeniden bir takım yapıyorsun… Zordu, zor olduğunu biliyordum ama Karabükspor’un geleceği çok önemliydi. Kurtarmak değil, geleceği de önemliydi. O yüzden zor şartlarda yükün altına girdik arkadaşlarımızla beraber. Sağ olsun eski başkanımız Mustafa Yolbulan Bey de gerekli desteği sağlamaya devam etti. Kardemir’in bu seneki handikapı da büyük bir ekonomik sıkıntı içerisinde olması. Sürekli zarar açıklıyor. Bu sıkıntılara, olumsuzlukların hepsine rağmen şu ana kadar iyiyiz. Bu sıkıntılar arasında Hüseyin Kalpar ile uğraştık. Hoca altı hafta sonrasında gitmeye meyilli hareketler edince baktık gönlü bizde değil, gitmesinin daha faydalı olacağını düşünerek gönderdik. Ama kritik bir maç haftasında bunu yaptık. Biz orada yönetici tecrübemizi konuşturmasak, Adana Demirspor maçından sonra hocayı göndersek o maçı kaybedebilirdik. Taze bir kan, yeni bir heyecan noktasında hareketle maç öncesi gönderdik ve Levent arkadaşımızla beraber çıktık. İşte bir hoca ismi açıkladık tribünde Baliç ile beraber, Baliç’in de tribünde olduğu bir ortamda Adana Demirspor’u 3-1 yenerek bir ivme kazandık.

Baliç’te de beklediğimiz olmadı. Yani, tabi ki kariyeri yüksek ama tecrübesinin Bosna Hersek milli takımında Saffet Susiç ile olan beraberliğiyle çok şey kazanmış olduğunu düşünerek biz değerlendirip almıştık. Ama tecrübesizliği, PTT ligindeki tecrübesizliği, belki beraber olduğu ekipteki arkadaşların da tecrübesizliğiyle orada 9 maçta 3 galibiyet, 3 beraberlik ve 3 mağlubiyet aldık. İşte onlardan biri de bu hafta oynayacağımız Boluspor maçı, içeride 1-0 yenildik. Orada da bir maç daha bekleyelim, devre arası bittikten sonra gönderelim diyebilirdik, belki içerideki Göztepe maçını kaybedebilirdik. Orada da bir neşter vurarak Levent arkadaşımızla Göztepe maçına çıkarak Göztepe maçını da kurtardık. Yani iki kritik maçı sezon başından beri rakibimiz olacağını düşündüğümüz Adana Demirspor ve Göztepe karşısında oynadık. İki kritik maçı aşmış olduk.

İkinci yarı Yücel Hoca ile anlaştık. Yücel Hoca ile birlikte 22 kişilik takım da uyum sağladı. Saha içi ve saha dışı uyumlar önemliydi. Bir taraftan da eşim Sevinç Hanım da futbolcu eşleriyle on beş günde bir yaptıkları kahvaltılar, zaman zaman akşam yemekleriyle destek verdi. Yapmış olduğumuz sosyal sorumluluk projeleriyle Karabüksporumuzu bugünlere taşıdık.

Bugün itibariyle 8 maçımız var ve bugün lig bitmiş olsa bir ve ikinci sıradan iki takım olarak biri Adanaspor, diğeri Karabükspor olarak Süper Lig’e çıkmışız görünüyor. Ama önümüzde daha 8 maç var, 24 puan var. Her takım için, ortalardaki takım için, düşme hattındaki ve yukarıdaki takımlar için. Bu 24 puandan en fazla alan takım tabi ki ipi göğüsleyecek. Şu anda ipler bizim elimizde. Yani biz 8 maçımızı en iyi şekilde bitirirsek, arkadaki rakiplerimizin ne yapacağı hiç önem arz etmiyor çünkü üçüncüyle aramızda puan farkı var. Kaldı ki üçüncüyle aramızdaki farka bir de ikili averajı koysak daha fazla bir fark var. Tabi bu 8 maç için tabi ki yeterli değil. Bunun bilincindeyiz çünkü tecrübeli bir kadromuz var. Dün de çocuklarla bir toplantı yaptım. Bir haftalık milli maç arasını değerlendirerek sosyal sorumluluk projeleri içerisinde 2009-2010 sezonunda bizi şampiyon yapan takımdan futbolu bırakanları Karabük’e davet ettik. Eşleri ve çocuklarıyla beraber geldiler. Onlarla beraber Samsun maçı izledik, Hasan Doğan Tesisi’nin açılışında veteran maçı yaptık, birkaç gün kahvaltıda beraber olduk. Onların arkasından Çarşamba günü Yaşlılar Haftası münasebetiyle huzurevi ziyareti oldu. Futbolcu arkadaşlarımız orada çok duygulu anlar yaşadılar. Ondan sonra hep söylenen, şehirle bütünleşme noktası… Ki bu sezon bunu çok yaptım, kahvelere gittim, futbolcu arkadaşları götürdüm, hocayı götürdüm… Bizim taraftar derneğimizin tribün liderlerinin işyerlerine gittik. Ev ziyaretlerimiz oldu, futbolcu arkadaşlarımızın evlerine gittik eşim, genel kaptan Tolga Gül ve eşi ile beraber akşam gezmeleri yaptık. Aynı zamanda huzurevi ziyaretinden sonra şehirde, PTT önünden başlayarak Menderes Caddesi’nde karanfiller dağıtarak hem halkla, hem de esnafla buluşuldu. Güzel görüntüler oldu. Mavi Ateş Taraftar Derneğimizin meşalelerle eşlik etmesi oldukça anlamlıydı. Oradan Safranbolu’ya geçildi, talep vardı. Safranbolu’da da çok güzel oldu, belediye başkanımız Necdet Bey sağ olsun eşlik ettiler. Oradaki aktivite de çok görkemli geçti meşale desteğiyle. Arkasından da tabi ki, formamızın önüne Kardemir, arkasında da Çelik-iş yazılı forma giyiyoruz. Bu çok anlamlı bir olay… Şu anda Türkiye’de emekçi takımı olan tek takım Karabükspor. Bunlar içerisinde geçmişte Devlet Demiyolları’nın vardı, Yol-iş Sendikası’na bağlı İkinci ve Üçüncü Lig’de takımlar vardı ama… Kırıkkalespor bir ara çıkmıştı fakat esas nüvesi işçi takımı olan tek takımız. İşçi nüveli tek takım Karabükspor. Onu da simgeleyen, yani formamızın önünde Karabük, arkasında da Çelik-iş yazıyor. Bu iki sponsorumuzu, bir ana sponsorumuzu, bir de ana sponsor içerisinde maaşlarıyla katkı veren işçi arkadaşlarımızı temsil eden bir formayı giyiyoruz. O bakımdan Kardemir ziyaretimiz oldu. Kardemir ziyareti futbolcu arkadaşlarımızı baya etkilemiş. TRT’den sağ olsunlar bir ekip çıkardılar, kaç gündür TRT’de haberlerde çıkıyor. Sosyal medyada çok ciddi yer buldu. Sosyal medyayı iyi kullandık. Twitter, Facebook ve kendi sitemizde. Büyük takipçisi olan siteler, kullanıcılar var, 40-50 bin takipçisi olanlar… Onlar yayınladı. Cevdet Ünüvar arkadaşımız ile İzmir’deydik. Gelen mesajları okuyorum, Twitter’dan, Facebook’tan… “Ya Türkiye’de sadece Karabükspor mu var? Neden bizim başkanlarımız bu etkinlikleri yapmıyor, kutluyoruz biz başkanı veya Kardemir Karabükspor’u” diye mesajlar geliyor. Biz milli maç arasını iyi değerlendirdik.  Çocuklara onu sordum, nasıl gördünüz diye sordum. Çocuklar da mutlu olmuş Yaşlılar Haftası münasebetiyle o huzurevindeki veya vefa gösterip de 2009-2010 Sezonundaki futbolu bırakmış yedi arkadaşımızın Karabük’e gelmesi… Ki o Samsunspor maçı öncesi de özellikle takım kulüpten çıkarken  o yedi arkadaşı oraya gönderdim yolcu ederken… Önce onlar yolcu etti, ondan sonra taraftarlarımız yolcu etti. Anlamlı bir olaydı. Şu mesajı verdik, biz hep şunu söyledik: Burası gelip geçici bir kulüp değil, Kardemir Karabükspor vefalıdır, Kardemir Karabükspor bundan önce hizmet eden arkadaşlara nasıl vefa göstermişse bundan sonra da sizlere vefa gösterecektir. Burayı bir sezonluk, iki sezonluk düşünmeyin, burada 8-9 sene top oynayan arkadaşlar olmuştur ve herkes burayı kendi evi gibi görür. Dolayısıyla sizin de burası eviniz demiştim. Bunu da gerçekleştirmiş olduk. Nitekim onlardan bir tanesi eski kaptanımız Muhammet Özdin’i izleme komitesine aldık, bu bir mesajdır. Dün emeği geçen arkadaşları emeklerinden dolayı saygı duyup bu ailenin bir ferdi olarak görüyorsak yarın sizler de Karabük takımını şampiyon yaptığınızda bu ailenin bir ferdi olacaksınız. Üç-beş sene sonra futbolu bıraktığınızda en rahat gelip kapısını çalacağınız kulüp diye tanıtıyorduk, onu da bir perçinletmiş olduk. Çocukların ifadesi şu: Hiçbir kulüpte görmediğimiz bir ortam bu. İşte ben on kulüp gezdim, hiçbirinde böyle ortam, böyle anlayış görmedim diye… Düşüncelerini yansıttılar. Kendilerine de biz, evet sizler her türlü şeyi yaptınız, biz de yapacağız, buna inanın. Bu bir final, bu sekiz maça çıkıp oynayacağız, şampiyon yapıp yüzünüzü güldüreceğiz gibi söylemler oldu.

İnşallah yani, bütün temennimiz o. Hakikatten Kardemir Karabükspor olarak Süper Lig’e çıktığımızda bazı girişimlerimiz oldu altyapı ile ilgili, İsveç modeli, projesi… Ama ayrılınca bunlara devam edilemedi. Bir tesis projemiz vardı öylece kaldı. Şimdi bunları inşallah çıktıktan sonra o projeleri de hayata geçirip Kardemir Karabükspor’u artık böyle iki-üç sene kalan bir takım değil de, üç büyükler dışında süreklilik arz eden takımlar gibi orada köklü kalması adına çalışmalar yapacağız.

Buradan sizler vasıtasıyla tüm Mavi Ateş taraftarlarına teşekkür ediyorum. Bu sezon ciddi bir şekilde, evet, taraftar desteğini ciddi bir şekilde görmesek de, Mavi Ateş bu yıl bizi yalnız bırakmadı. Sayısı ne olursa olsun, az olur, çok olur, ben orasında değilim. Canı yürekten destek verdiler. Geçmiş dönemde sıkıntı yaşadık ama ben bu dönemde o arkadaşların oturmuş, olgunlaşmış, artık katkı verir, karşılıklı birbirimiz anlayabilme noktasında mesafe kat ettiklerini gördüm. Bu da beni çok mutlu etti. Erol Ünlü arkadaşımızla bu durumu zaman zaman değerlendiriyoruz, zaten kendisine de her platformda söylüyorum. İlk yıllardaki arkadaşlarımızla bu dönemdeki arkadaşlarımız aynı kişiler ama çok farklı gördüm. Demek ki bir emek var orada da. Boğaz’ın Mavi Ateşi grubunda yönetim kurulunda üye olan Cihan arkadaşımızın Karabükspor’a olan sevgi seli… İmkân olsa her hafta üç-beş otobüsle gelebilecek kadar bir talep var. Son dört maça da biz onlara imkan yarattık. Birkaç iş çevresinden arkadaşla görüştüm, son dört maça birer otobüs verecekler. Tolga ve Emre kardeşim, sizlere de teşekkür ediyorum, yüzünüzde değil her zaman söylüyorum. Gönül işi bu, Kardemir Karabükspor bir renkse, bir aşksa, bir olguysa, onu yaşamaksa onu yüreğinizde yaşıyorsunuz. Yıllardır bu işin içerisindeyiz, hangi deplasmana gittiysem gördüm, oradasınız. Hiçbir maddi destek, talep içinde bulunmadan kendi emeğinizle oralara kadar kendileriniz taşıyorsunuz.

Bu bakımdan birbirimizi anladığımız, tanıyabildiğimiz sürece Kardemir Karabükspor’un başarısı için hepimiz katkı veriyoruz. Taraftar olarak oralara kadar gelmek Karabüksporumuza, futbolcularımıza bir güç veriyorsa, bunun değeri parayla pulla ölçülecek bir değer değildir.

Bizim yaptıklarımız da kolay değil, ben de dinlenmek ve çocuklarımla zaman ayırmak için sendikadaki görevlerimden ayrıldım. Karabükspor’u en üst düzeyde bıraktım. Ama bugün tekrar PTT Liginde geri almak, 65 yaşından sonra tekrar bu yükün altına girmek de tamamen bir sevgiye dayanır. Karabükspor’a ve Karabük’e olan sevgimize dayanır yoksa bu saatten sonra bu stresi yaşayabilecek seviyede değiliz. Karabük-Ankara arası araba kullanırken bile bu yol benim için çok uzun bir mesafe oluyor. Zorlanıyorum yani desteğe ihtiyacım oluyor. Zaman zaman eşimle beraber paylaşarak, yarı yola kadar o getiriyor, yarı yoldan sonra ben getiriyorum. Şimdi işte bir arkadaşım geliyorsa ona veriyorum arabayı. Böyle bir stresli ortamda bunu yaşamak kolay değil. İşte bir sevgi olursa, arzu olursa oluyor, yoksa olmaz.

İnşallah 8 maçımız var, 8 maçımızdan sonra şampiyonluk programını sizlere beraber yaparız. Teşekkür ediyorum katkılarınız için.

Paylaş "Başkanımız H. Ferudun Tankut ile röportaj"

Duyurular Yazılarımız
Şub 21, 6 sene önce

Kamuoyuna duyurumuzdur (21 Şubat 2018)

Değerli Karabükspor taraftarları… Bugün bir kongre sürecinden daha çıktık. Son dokuz ayda yaşadığımız üçüncü seçim ve ikinci kayyum tehlikesini geride bıraktık. Çok değil, bir sene önce çoğumuzun aklının ucundan geçm…

Ağu 21, 7 sene önce

Röportaj: Emanuel Roşu

KırmızıMavi’nin bir geleneği haline dönüşen röportaj serisi devam ediyor. Avrupa Liglerini ve ülkemiz futbolunu yakından takip eden Romanyalı gazeteci Emanuel Roşu ile Türkiye Ligi, Karabükspor ve Karabüksporumuzda futbol oynayan Rom…

Ağu 8, 7 sene önce

Kırmızı Mavi Spor Kültürü Derneği kuruldu

Değerli Karabüklüler, sporseverler, 2011 yılında başladığımız KırmızıMavi yolculuğunda 7 Ağustos 2017 tarihi itibarıyla bir dönüm noktasını geride bırakıyoruz. Yaklaşık bir yıldır planladığımız dernekleşme çalışmalar…